• |

Obligations of Becoming a Member

Ticaret ve Sanayi odalarına kayıt yükümlülüğünün ön (temel) koşulları;

 

Ticaret Siciline kayıtlı olmak,

Tacir veya 5174 Sayılı Kanun uyarınca sanayici olmaktır.

 

Sonuç olarak,

 

6762 Sayılı Türk Ticaret Kanununda “ticari faaliyet” olarak belirtilen işlerle iştigal etmeyen ve/veya yine bu kanun gereğince “tacir” sayılmayan kişilerin, ticaret Odalarına (veya Ticaret ve Sanayi Odalarına kayıt yükümlülüğü bulunmamaktadır. 

Yine ayni nedenle; 

Yürüttükleri faaliyet “Özel” nitelikteki bir kanun gereğince

“serbest meslek faaliyeti” olarak kabul edilen (eczacılar, yeminli mali müşavir-serbest muhasebeciler gibi) kişilerin de Ticaret ve Sanayi Odalarına kayıt yükümlülükleri bulunmamaktadır.

 

ŞUBE SAYILAN YERLER

 Yukarıda vurgulandığı üzere; 

Ticaret siciline kayıtlı bulunan tacir ve sanayicilerin şubelerinin de, bulundukları yer ticaret siciline kayıt olmaları zorunludur. 5174 Sayılı yasanın uygulamasında şube sayılan yerler, bu kanunun 9’uncu maddesiyle tanımlanmıştır.

 Buna göre;

 

Bir merkeze bağlı olduğu halde, merkezin bulunduğu odanın veya başka odanın çalışma alanı içinde olan, müstakil sermayesi ve müstakil muhasebesi bulunan ve/veya muhasebesi merkezde tutulduğu ve müstakil sermayesi bulunmadığı halde sınai faaliyet veya ticari muamele yapan yerler ve satış mağazaları bu Kanunun uygulanması bakımından şube sayılır. 

SANAYİCİLERİN KAYIT YÜKÜMLÜLÜĞÜ

 

5174 Sayılı Kanun gereğince sanayici sayılmalarını gerektirecek bir işle iştigal eden işletme sahipleri sadece Sanayi Odalarına kaydolmakla, bu kanun ile öngörülen “ilgili meslek odasına kayıt olma” yerine getirmiş olurlar. 

Sanayi odası kurulan illerde, sanayiciler ile bunların şubeleri ve fabrikaları, sanayi odasına kaydolmakla ticaret odasına kaydolma yükümlülüğünü de yerine getirmiş olurlar.

 

Sanayi işletmesi sahiplerinin, sınai nitelikli işlerinin gereği olarak meşgul oldukları ticaret işleri bunların sanayici vasfını ortadan kaldırmaz; bunlar isterlerse ticaret odasına da kaydolabilirler.

 

Sanayiciler, kendi sanayi ürünlerini satmak üzere birden fazla satış yeri açtıkları takdirde, fazlası için satış yerlerinin bulunduğu ticaret ve sanayi veya ticaret odasına da kaydolmak zorunda oldukları gibi; kendi sanayi ürünlerinin satışı dışında başka ticari işlerle uğraştıkları takdirde, ticaret ve sanayi veya ticaret odasına da kaydolmakla yükümlüdürler.

 

ODALARA KAYIT YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜN YERİNE GETİRİLMESİNİN SÜRESİ

 

6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu, 5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Kanunu ile ilgili tüzük ve yönetmelikler hükümleri gereğince; ;

 

Ticaret Sicili’ne tesçil ve ilanını yapılan tüm gerçek ve tüzel kişi tacir veya sanayicinin, bu tescil ve ilandan itibaren (Bir ay) içinde -ilgili- Oda’ya da kayıt yaptırmaları gerekmektedir. Kayıt zorunluluğunu bir ay içinde yerine getirmeyenler, odalar tarafından re’sen kaydedilir ve durum kendilerine tebliğ edilir.

 TACİR, GERÇEK KİŞİ TACİR, TACİR-ESNAF AYIRIMI, TÜZEL KİŞİ TACİR

 

Gerçek kişi tacir:

 

Türk Ticaret Kanunu’nun 14.maddesine göre bir ticari işletmeyi kısmen bile olsa kendi adına işleten kimse tacir sayılmaktadır. 

Bu tanım gereğince gerçek kişilerin tacir niteliğini kazanabilmesi için bir ticari işletmenin var olması, bu ticari işletmenin kısmen dahi olsa kendisi adına işletmesidir. 

 

Tüzel kişi tacir (Ticaret Şirketleri);

 

Ticaret Şirketleri 6762 Sayılı TTK’nun 136’ıncı maddesi ile belirlenmiştir.Buna göre; kolektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketler (bu şirketlerin ortağı olan kişilerin ayrıca “tacir” olmaları koşuluna bağlı olmaksızın) ticaret şirketleridir.

 

Özel nitelikteki kanunlar ile getirilen istisnalar ayrık olmak üzere; bu şirketler tacir sayılır ve 6762 sayılı kanunun “tacir” sıfatına bağladığı tüm hak ve yükümlülüklere tabi olurlar. 

Tacir Esnaf Ayrımı:

 

Tacir-Esnaf ayrımında dikkate alınacak ölçütler, 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkarlar Kanunu’nun 2. ve Değişik 6. maddeleri ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 12. ile 17. maddeleriyle belirlenmiştir.

 

Diğer yandan, sözü edilen bu hükümlerin uygulanmasındaki (Esnaf-Tacir ayrımına ilişkin) esaslar, (Esnaf ve Küçük Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi belirleme Koordinasyon Kurulu’nun 14/01/1985 tarihli ve 5 sayılı kararına istinaden) Bakanlar kurulunca belirlenmiştir.

 

Konuya ilişkin Bakanlar Kurulu Kararına göre; 

Koordinasyon Kurulunca tespit ve yayımlanacak esnaf ve küçük sanatkar kollarına dahil olan ve gelir vergisinden muaf olanlar,

Kazançları götürü usulde vergilendirilenler,

İşletme hesabına göre defter tutanlardan iktisadi faaliyetleri nakdi sermayelerinden ziyade bedeni çalışmalarına dayanan ve kazançları ancak geçimlerini sağlamaya yetecekderecede az olan ve Vergi Usul Kanunu’nun 177. maddesinin 1.Fıkrasının 1 ve 3 numaralı bendlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını , 2 numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanlar Esnaf ve Küçük Sanatkar.

 

Buna karşılık,

 

Vergi Usul Kanunu’na istinaden 1. sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve 1. maddede belirtilenlerin dışında kalanlar ise Tacir ve Sanayici

sayılmaktadır. 

Diğer bir anlatımla, gerçek usulde vergilendirilenlerden Vergi Usul Kanunu gereğince 1. sınıf tacir sayılan, bilanço esasına göre defter tutanlarla işletme esasına göre defter tutanlardan Vergi Usul Kanunu’nun 177. maddesinin birinci fıkrasının 1 ve 3 numaralı bendlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, 2 numaralı bendindeki yazılı limitin tamamını aşanlar TACİR sayılmaktadır.